HİKAYE - AŞK Neydi? 3.Bölümü okumak için buraya tıklayınız.
* * *
Aşk Neydi..?
Zeynep, Tuna'dan kendisine hatıra kalan kitabın kapağında ki bu satırları kaçıncı defa okuyordu. Kitap, günlerdir çalışma odasında ki masanın tam ortasında öylece duruyordu. İnternetten bir kaç defa kitabın yorumlarına bakmıştı. Çok beğenilmişti ve yorumlardan anladığı kadarıyla konu edilen muhteşem bir aşktı.
-"Uzak, kavuşulması imkansız bir aşkın satırlara yansıması.." demişti okuduğu bir yorumda okuyucu.
Kimisi kitabı okuduktan sonra günlerce kendine gelemediğini ve etkisinden kurtulamadığını yazmıştı. Tuna, nasıl bir aşkı anlatmıştı acaba, Zeynep deli gibi merak ediyordu.
Nihayet bu gün tüm cesaretini toplayıp, parmaklarını "AŞK Neydi?" yazan satırların üzerinde usulca gezdirdikten sonra, derin bir nefes alıp kapağı kaldırdı. Kalbi küt küt çarpmaya başlamıştı.
-"ALLAH'ım deliriyorum galibe." diye söylendi. Kalp atışlarının evin diğer odalarından duyulacağından emindi. Evde yalnız olduğuna şükretti. Gülce okulda, Murat ise işteydi. İkisi de akşama kadar yoktu. Zeynep iki aydır çok fazla bir şey yeyip içemediği için zayıf düşmüş ve patronu ve iş arkadaşları tarafından dinlenmesi için eve kovalanmıştı.
Yüzünde içten ve samimi bir tebessüm oluştu, birden Efdal Bey'in sözleri kulaklarında çınladı;
-"Kızı burada ölmeye niyetin varsa onu derhal aklından sil. Ben ölü bir muhabir istemiyorum. Şimdi git evine, güçlen, kılıçlarını kuşan ve eski Zeynep olarak geri dön." demiş ve itiraza mahal bırakmadan mecburi üç haftalık bir izin vermişti.
Hem yaptığı o son röportaj olay olmuştu. Milyonlarca hayranın gönlünde taht kuran kayıp "oyuncu ve yazarın" son görüntüsü ve sözleri kendi kanallarında yayınlanmıştı. Yayının yapıldığı gece reyting rekorları kırmışlardı. Bunda Tuna'dan o günden sonra menajeri Hamdi Bey dahil kimsenin haber alamaması büyük rol oynamış olsa da Zeynep'in usta muhabirliğinin de hakkı yenilemezdi.
Zeynep kendisi için imzalanmış olan satırları okumadan önce zihnini tüm düşüncelerden arındırmak istercesine geri yaslandı ve gözlerini yumdu. aklından her şeyi dilip Tuna'nın yüzünü düşündü. Ne tuhaftı bir türlü zihninde canlandırmayı başaramıyordu.
* * *
Aşk Neydi..?
Zeynep, Tuna'dan kendisine hatıra kalan kitabın kapağında ki bu satırları kaçıncı defa okuyordu. Kitap, günlerdir çalışma odasında ki masanın tam ortasında öylece duruyordu. İnternetten bir kaç defa kitabın yorumlarına bakmıştı. Çok beğenilmişti ve yorumlardan anladığı kadarıyla konu edilen muhteşem bir aşktı.
-"Uzak, kavuşulması imkansız bir aşkın satırlara yansıması.." demişti okuduğu bir yorumda okuyucu.
Kimisi kitabı okuduktan sonra günlerce kendine gelemediğini ve etkisinden kurtulamadığını yazmıştı. Tuna, nasıl bir aşkı anlatmıştı acaba, Zeynep deli gibi merak ediyordu.
Nihayet bu gün tüm cesaretini toplayıp, parmaklarını "AŞK Neydi?" yazan satırların üzerinde usulca gezdirdikten sonra, derin bir nefes alıp kapağı kaldırdı. Kalbi küt küt çarpmaya başlamıştı.
-"ALLAH'ım deliriyorum galibe." diye söylendi. Kalp atışlarının evin diğer odalarından duyulacağından emindi. Evde yalnız olduğuna şükretti. Gülce okulda, Murat ise işteydi. İkisi de akşama kadar yoktu. Zeynep iki aydır çok fazla bir şey yeyip içemediği için zayıf düşmüş ve patronu ve iş arkadaşları tarafından dinlenmesi için eve kovalanmıştı.
Yüzünde içten ve samimi bir tebessüm oluştu, birden Efdal Bey'in sözleri kulaklarında çınladı;
-"Kızı burada ölmeye niyetin varsa onu derhal aklından sil. Ben ölü bir muhabir istemiyorum. Şimdi git evine, güçlen, kılıçlarını kuşan ve eski Zeynep olarak geri dön." demiş ve itiraza mahal bırakmadan mecburi üç haftalık bir izin vermişti.
Hem yaptığı o son röportaj olay olmuştu. Milyonlarca hayranın gönlünde taht kuran kayıp "oyuncu ve yazarın" son görüntüsü ve sözleri kendi kanallarında yayınlanmıştı. Yayının yapıldığı gece reyting rekorları kırmışlardı. Bunda Tuna'dan o günden sonra menajeri Hamdi Bey dahil kimsenin haber alamaması büyük rol oynamış olsa da Zeynep'in usta muhabirliğinin de hakkı yenilemezdi.
Zeynep kendisi için imzalanmış olan satırları okumadan önce zihnini tüm düşüncelerden arındırmak istercesine geri yaslandı ve gözlerini yumdu. aklından her şeyi dilip Tuna'nın yüzünü düşündü. Ne tuhaftı bir türlü zihninde canlandırmayı başaramıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder