Uzun zamandır içimde adını koyamadığım bir geçmiş özlemi var..
Her gün aklımın bir köşesinde teknolojinin gudubetinden uzak insanları, yemekleri, sokakları, oyunları masum 90'lı yıllar düşüyor içime.
Öyle böyle bir özlem değil, resmen yakıyor içimi..
Çocukluğumu özlüyorum..
Aslında fark ettim ki özlediğim şey teknolojiden uzak ve arınmış bir yaşam..
Özlediğim şey masumiyet, saflık, temiz kalplilik, yardımseverlik, huzur sokakları, mertlik...
Neden hep eskide kalmış gibi hissediyorum bu duyguları..
Geçmişe olan özlemim büyüdükçe geleceğe olan kaygılarım da büyüyor..
Gittikçe daha da mutsuzlaşıyorum ve tabi ki umutsuzluk içime daha da bir çöküyor..
Depresyon denilen dipsiz kuyular da mıyım?
Duygularımın daha doğrusu duygusuzluklarımın adını koyamıyorum bir türlü..
Dehşet bir özlem ve huysuz bir korku var sadece..
Ne yapacağımı bilmiyorum, ne yapmalıyım bilmiyorum..
Sadece korkuyorum..
büyük şehirden uzaklaş bir süre ya da sık sık doğaya çık iyi geliir :)
YanıtlaSilbir kaç hafta sonra Türkiye'den bir süre komple uzaklaşacağım.. Bakalım belki de arayışlarıma cevap bulacağım bir yere gidiyorum..
Silaaaa nasıl yaa nereye napmayaaa. instada da anlatırsıın :)
Sil:) Yok ya ufak bir seyahat sadece. Muhtemelen paylaşırım.
SilBulunduğumuz yaşı kabul edip güzellikleri bulmalıyız =)
YanıtlaSilEvet haklısın. Biliyorum da içim kabul etmiyor bir türlü. Ciddi ciddi eskiyi özlüyorum..
SilMerhabalar.
YanıtlaSilDeğerli yazarım, sizin geçmişe duyduğunuz bu özlemi, duymayanımız yok ki!..
Aynı zamanda belli bir yaşın üzerinde olanlarımızın geçmişe duyduğu özlemi de ziyadesiyle şahlandırmaktadır. Şu anda, ben de sizin gibi geçmişe olan özlemin ateşiyle yanmaktayım. Günümüzde artık güzellik diye bir şey kalmayınca, geçmişte kalan güzelliklere duyduğumuz özlem duygusu ağır basmaktadır. Güzel bir paylaşımdı. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Ne yazık ki teknoloji ile daha güzel olması gereken hayatlarımız gittikçe daha da körleşiyor iyiliğe karşı :(
SilEdi ile Büdü, ne severdim Susam Sokağı'nı. Ülkeyi o hale getirdiler ki, büyük bir kesim eski Türkiye'yi özler hale geldi.İnsanın yaşaması için sadece midesini doyurması, su içmesi, soğuktan korunacak bir evinin olması yetiyor, özgürlük, adalet duygusu, iyi yönetilmek de ekmek, su gibi gerekli. İşsizler kendini yakıyor, intihar ediyor, internette haberlere bakıyorum cinnet geçirenler, çoluğunu çocuğunu öldüren babalar, karısın doğrayanlar, kediye, köpeğe hallenenler, haksızlıklar, adaletsizlikler, birileri sürekli hortumluyor, birileri sürekli yoksullaşıyor, üniversite bitiren gençler psikologluk olmuş iş bulamıyor, birilerine Matrix filmi gibi hap yutmuş, toz pembe görüyor ortalığı, birisi yazmıştı inanç ve dinden başka şey bilmeyenler gerçeği aramaz, aramak istemez, gerçeği birisi ona gösterse, söylese de inanmaz, inanmak istemez, sorgulamaz, inanç böyle bir şeydir sormadan, kurçalamadan kabul etmek her şeyi, sana sunulanı, çoğu toz pembe yalanları acı gerçeği duymaya yeğliyor, yeğlemeyenler için tahammül etmek zorlaşıyor. ...:(
YanıtlaSilİşin o boyutu farklı benim sancısını çektiğim konu ise kendimle alakalı biraz.. Maneviyat eksikliği yaşıyorum.. İnsanlığımı bir bütüne eriştirmek belkide zorluyor beni, çocukken olmayan gailelerimin varlığı belki de beni bu buhrana iten..
SilHepimiz için güzel günler diliyorum rabbimden.. Huzur, mutluluk, hoşgörü, adalet kaderimiz olsun inşaALLAH..
Yorumuma tekrar baktım da, üstten 3. satırda yazmak istediğimin tam tersini yazmışım. "yetmiyor" olacaktı. "Yetiyor" yazmışım.:)
YanıtlaSilUmarım çözümlersin:) Aminn.....
Ben anladım canım sorun değil. Umarım hepimiz için çözülür tüm kasvetli düğümler, güneş yeniden parıldar hayal semalarımızda, umarım umutlarımız yeşerip gonca güller açıverir.. Sevgiler..
Sil