11 Kasım 2014 Salı
Depresif İsyanlar..
Saçmalamak istiyor hüzünlerim !
Tüm şehirleri yakıp yıkmak, sonra da katili olmaktır niyetim!
Bir karanlık çöktü içime, perdelerim sıkı sıkıya kapanmış sanki...
Ölümü hayal ediyorum derince ve gülümsüyorum imkansızlıklara..
Kara gece çökerken lime lime tenime, parıldayan bir yıldız dokunuyor sürekli sinirime..
Kızıyorum kendime!
Kaçıyorum gözlerimde ki ıslak şeyden.
Ama kaçamıyorum içimi delip geçen hüzünlerden!
Bahaneleri topladım koydum bir çuvala, fırlattım gitti!
Fotoğrafları da yırtıp attım!
Artık ağırlıklarımı taşımak istemiyorum, alın şu yükü omzumdan.
Rahat bırakın isyanlarımı, avuntularınıza ihtiyacı yok acılarımın.
Nasıl olsa hafifletmeyecek hiç bir nasihat kederimi!
Lütfen artık kendinizden örnekler vermeyi bırakın!
Ben nasıl olsa kabullendim üzerime düşeni!
Kandırmayın kendinizi böyle, hangi kavuşmalar efsane olmuş söylesenize..
Ardında hep iz bırakan kavuşulmayan hazin hikayeler değil midir ki?
Ferhat delirmemiş mi dağları oyarken, Mecnun ölmemiş mi Leyla aşkıyla kıvrım kıvrım yanarken?
Söylesenize Aslı öldüğünde kavuşmuş muydu Kerem'iyle?
Buluşabilmiş mi elleri elleriyle...?
Peki ya kavuştum sananlar önce öldürmediler mi tüm bakir yeminleri?
Tüketmediler mi sevgilerini?
Kirletmediler mi bencillikle birbirlerini?
Kanatmadılar mı kabuk bağlayan yaraları?
Bırakın da solsun gülüm, intikam alsın geceler benden.
Evcilik oynamak istiyorum mutluluklara dair acı sonla biten!
Neden öldürmüyor hiç bir hançer ruhumu!
Kesmeyen bıçaklarım var biraz bilemek gereken!
Paylaşılmıyor hiç bir acı, azalmıyor da anlattıkça...
Ve yalan! inanmayın sakın, geçmiyor hiç bir şey zamanla...
Bu gün derin kederler demliyorum vefasızlıkların yanında akşamın beşine..
Rol model alıyorum tüm ölüleri kendime!
Ve sözlüğümden çıkarıyorum artık gülümseyen bütün sözcükleri....
Kalbimin orta yerinde bir yere bir çivi çaktım, astım yasaktır girmek yazısını.
Tıklatmayın!
Ebediyete kapattım artık ruhumun kapısını!
Koleksiyonlarım da var benim biliyor musunuz?
Kimi zaman hüznü biriktirdim katre kare, kimi zaman hazanı!
Kimi zaman imkansız hayaller yapıştırdım defterime, kimi zaman soğuk bir isyanı...
Karalayın tüm günlüklerimi, söndürün beni yakan ışıklarımı...
Soldurun geçmişimin tüm aşklarını..
Mükemmel olmak istemiyorum ben, belki içi boş bir sakız kutusu...
Çiğnenmişliklerim olsun başkalarının ağızlarında benim de...
Bulaşsın acım ilmek ilmek tüm evrene!
Balığı olmayan bir akvaryum da olabilirim gelecekte...
Böylece hiç kimse zevk almaz beni izleyince!
Mucizelere inanmıyorum artık, sokmayın yalan efsaneleri gözüme gözüme...
Benim karşıma çıkmıyor birden külkedisinin perisi ya da sormuyor dileğin nedir diye Alaaddinin cini..
Dokunmayın benim gamlarıma, yaslarıma ve en çok da isyanlarıma..
Ne olur rahat bırakın hüzünlerimi, solmuş çiçeklerimi, söylenememiş kelimelerimi...
Sadece bir şey istiyorum sizden, yırtın atın olmaz mı kaderdimi...!
Bırakın erisin gönlüm, bırakın tükensin tüm çarelerim..
Bırakın silineyim hayattan, bırakın bitsin burada benim hikayem...
Umurumda değil ne yaşamak ne ölmek bundan sonra!
Hayatıma dair, bedeli ağır hiç bir fermanı imzalatmayacağım!!!!!
Yemin ediyorum, söz verdim kardeşime, ölsem de kederimden bir daha yaşanmışlıklarımı gözümden damlatmayacağım!!!
Çatlasam da acımdan artık bir daha gözlerimi kanatmayacağım!!!!
//Canım yandı da söyleyemedim..
//Bir bilsen avuçlarımda yitirdiklerimi..
//ALLAH'ım çok çaresizim..
Mükemmel olmaya çalışmaktansa kendimiz olmak daha iyim Eğer o üzüntüler seni sen yapan şeylerse bırak kalsınlar.
YanıtlaSil