Yetişirsek hayal olmaktan çıkıp hayal kırıklığı olabiliyorlar.Belkide yetişmemek bazen daha iyidir derim.Bazende yetişmeye uğraşmak da yoruyor. insan dünyası işte ne yaparsın hiç memnun olmuyoruz.
:) Doğru söylüyorsun Huyum Kurusun, oluyor işte bir şeyler.. Ne yetişmek ne geride kalmak kâr etmiyor işte. Belki ikisinin sonu da hüsran ama ikisi de bir ukde işte..
Tanıştığımıza memnun oldum nursalkimi, yeni bir blog arkadaşı daha olması güzel benim için tarzını beğendim artı blog tasarımın da düşüncelerin kadar güzel yalnız küçük bir tavsiye etmek istiyorum üsteki 5846 sayılı devam eden kanun ibaresi gadgetini blogun en altına çekersen daha şık olur bence yeni yazılarla görüşmek dileğiyle ...
Sevgili kardeşim bu şiirde seni gördüm ve seni o kadar güzel anlatmışki...Benim hiç bir şey yazmama gerek bırakmadan...
Züleyhâ
Kirpik kafeslerinde ruhum yaralı geyik Bıçak gibi saplanır gözlerin gözlerime Uçarı ellerin ki havalanmış üveyik Nil’in kıyılarında ta’n ettin sözlerime Kirpik kafeslerinde ruhum yaralı geyik Bıçak gibi saplanır gözlerin gözlerime
Aşkın sözlükçesinde divânesin Züleyhâ Çerâğan vakitlere bigânesin Züleyhâ
Her salgın yaseminde senin yaban kokun var Beni bir yaprak gibi uçurup götürmesen Kader güzergâhından, geçip gitti kervanlar Gönlüm, bir dilsiz yetim, ellerini sürmesen Her salgın yaseminde, senin yaban kokun var Beni bir yaprak gibi uçurup götürmesen
Ölüm şarkı söylerdi ellerinde Züleyhâ Altın, ipek saçının tellerinde Züleyhâ
Kenanlı yıldızlarla, ay’dı yüzün yüzümde Ört kendini bana sen bir ışık âlemi bu Ay çekilip gidince, mihman ol gündüzümde Hüznünü rüyâma sür, şehrayin âlemi bu Kenanlı yıldızlarla, ay’dı yüzün yüzümde Ört kendini bana sen, bir ışık âlemi bu
Gözlerinin lambası Malihulya Züleyhâ Dar kuyularda açan arsız fulya Züleyhâ
Şiirine çekildim, en azize yüzünün Sırrolduğum kuyudan, öpüyor sesimi su Alaca vakti şimdi, Tîh Sahrâsı hüznünün Bırak aksın göğsünde bir nevruzdur bengisu Şiirine çekildim en azize yüzünün Sırrolduğum kuyudan öperdi sesimi su
Mutlak’ın sularında huzûr vardır Züleyhâ Her gördüğün katrede zuhûr vardır Züleyhâ
Liliput ülkesinde oryantal iskeletler Oynaşır gözlerinde bir sıtma harareti Kızgın harabelerde kol kola hayaletler Gölgenle sarmaş dolaş güneşin çıplak eti Liliput ülkesinde oryantal iskeletler Oynaşır gözlerinde bir sıtma harareti
Kor kesilmiş saçların örmedin mi Züleyhâ Gölgem vardı içinde görmedin mi Züleyhâ
Nabzın, çavlan misali, ayna köpüklü deniz Bu ifrit dolambaçta nefsin doyumsuz ece Yakût kanatlı gece, mahşer yeri bir beniz Tutkun, önümde sırat, vehimli bir düzmece Nabzın, çavlan misali, ayna köpüklü deniz Bu ifrit dolambaçta, nefsin, doyumsuz ece
Aklın keklik sekişli, son demisin Züleyhâ Evrenin ay tiradı, âlemisin Züleyhâ
Heyelanla gelirsin arzular gurbetinden Duvağı açılmamış servi hâlin gül kâmet Kefenler biçiyorsun hercaî şerbetinden Ağulu arzuların, çöl rüzgârı dal kement Heyelanla gelirsin arzular gurbetinden Duvağı açılmamış servi hâlin gül kâmet
Derin, esrarlı soluk, beni sürükleyen düş Göklerdeki göklerde, ayak izin eriyor Harlı parmaklarını ihtirasın bürümüş Ateş dilli ejderha gövdeni kemiriyor Derin, esrarlı soluk, beni sürükleyen düş Göklerdeki göklerde, ayak izin eriyor
Kızıl goncalar gibi fecir kokan Züleyhâ Firavun kuytulardan gönül yakan Züleyhâ
Gül solar, dal kırılır, saltanatlar da çöker Kızıldeniz’lerinde kayayı kum eylersin Tan yeri ağarmadan, dürülür, dağlar geçer Ömrünün göklerine, neden bulut örtersin Gül solar, dal kırılır, saltanatlar da çöker Kızıldeniz’lerinde kayayı kum eylersin
Serap sensin, vaha sen, heyûlasın Züleyhâ Mısır’dan, Filistin’e vaveylâsın Züleyhâ
Erguvan gamzelerin çölün kaybolmuş yeri Yedi susuz teşrinler, hançer oldu yarama Saçlarını savurur, ölümün adresleri Adının kıyısından nevruz olup ağlama Erguvan gamzelerin çölün kaybolmuş yeri Yedi susuz teşrinler, hançer oldu yarama
Bir eylül boşluğusun, perişânsın Züleyhâ Yırtılmış gömleğimde bir nişansın Züleyhâ
ahh o hayaller yok mu tamam dersin oldu dersin kavuştum dersin.... ama bambaşka şeyler çıkıverir, hiç tahmin bile edemediğin şeyler... düşünürsün , anlam vermeye çalışırsın, ama olmaz tan kavuştum derken tekrar bir hüsraaaaan .... en iyisi çok fazla hayal kurmamak, akıllanmak, o hataya düşmemek, kalbe, yüreğe teslim olmamak............. biliyorum kalbimiz, yüreğimiz hep hayallerinin peşinden git der, çılgııca yaşa der herşeyi göze al der, ne olursa olsun asla vazgeçme der............. ama mantık öyle demez boşver derrr, sonunda üzüleceksinn boşuna hiç uğraşma hayatına olduğun yerden devam et deeer......... ikisinin ortasında kalmak, arafta kaldım derler yaa hani,işteee oooo...........
Kendin mi yazıyosun gerçekten çok güzel....(:
YanıtlaSilEvet ben yazıyorum Öznur..
SilTeşekkür ederim..
Yetişirsek hayal olmaktan çıkıp hayal kırıklığı olabiliyorlar.Belkide yetişmemek bazen daha iyidir derim.Bazende yetişmeye uğraşmak da yoruyor. insan dünyası işte ne yaparsın hiç memnun olmuyoruz.
YanıtlaSil:) Doğru söylüyorsun Huyum Kurusun, oluyor işte bir şeyler..
SilNe yetişmek ne geride kalmak kâr etmiyor işte.
Belki ikisinin sonu da hüsran ama ikisi de bir ukde işte..
Bitirme hayallerini cnm..:))
YanıtlaSilkısa ama çok uzun aslında bu şiir..
YanıtlaSilherşeyin hayılısı canım, elinde olmadan kaybettiklerin için küsme hayata elindekilerle belki daha şanslısın...
YanıtlaSilhep gülümse hayata sevgilerimle...
Çok içten yazıyorsun salkımım. Nursalkımı şiirin bal salkımı. Sevgiler.
YanıtlaSilTanıştığımıza memnun oldum nursalkimi, yeni bir blog arkadaşı daha olması güzel benim için tarzını beğendim artı blog tasarımın da düşüncelerin kadar güzel yalnız küçük bir tavsiye etmek istiyorum üsteki 5846 sayılı devam eden kanun ibaresi gadgetini blogun en altına çekersen daha şık olur bence yeni yazılarla görüşmek dileğiyle ...
YanıtlaSilSevgili kardeşim bu şiirde seni gördüm ve seni o kadar güzel anlatmışki...Benim hiç bir şey yazmama gerek bırakmadan...
YanıtlaSilZüleyhâ
Kirpik kafeslerinde ruhum yaralı geyik
Bıçak gibi saplanır gözlerin gözlerime
Uçarı ellerin ki havalanmış üveyik
Nil’in kıyılarında ta’n ettin sözlerime
Kirpik kafeslerinde ruhum yaralı geyik
Bıçak gibi saplanır gözlerin gözlerime
Aşkın sözlükçesinde divânesin Züleyhâ
Çerâğan vakitlere bigânesin Züleyhâ
Her salgın yaseminde senin yaban kokun var
Beni bir yaprak gibi uçurup götürmesen
Kader güzergâhından, geçip gitti kervanlar
Gönlüm, bir dilsiz yetim, ellerini sürmesen
Her salgın yaseminde, senin yaban kokun var
Beni bir yaprak gibi uçurup götürmesen
Ölüm şarkı söylerdi ellerinde Züleyhâ
Altın, ipek saçının tellerinde Züleyhâ
Kenanlı yıldızlarla, ay’dı yüzün yüzümde
Ört kendini bana sen bir ışık âlemi bu
Ay çekilip gidince, mihman ol gündüzümde
Hüznünü rüyâma sür, şehrayin âlemi bu
Kenanlı yıldızlarla, ay’dı yüzün yüzümde
Ört kendini bana sen, bir ışık âlemi bu
Gözlerinin lambası Malihulya Züleyhâ
Dar kuyularda açan arsız fulya Züleyhâ
Şiirine çekildim, en azize yüzünün
Sırrolduğum kuyudan, öpüyor sesimi su
Alaca vakti şimdi, Tîh Sahrâsı hüznünün
Bırak aksın göğsünde bir nevruzdur bengisu
Şiirine çekildim en azize yüzünün
Sırrolduğum kuyudan öperdi sesimi su
Mutlak’ın sularında huzûr vardır Züleyhâ
Her gördüğün katrede zuhûr vardır Züleyhâ
Liliput ülkesinde oryantal iskeletler
Oynaşır gözlerinde bir sıtma harareti
Kızgın harabelerde kol kola hayaletler
Gölgenle sarmaş dolaş güneşin çıplak eti
Liliput ülkesinde oryantal iskeletler
Oynaşır gözlerinde bir sıtma harareti
Kor kesilmiş saçların örmedin mi Züleyhâ
Gölgem vardı içinde görmedin mi Züleyhâ
Nabzın, çavlan misali, ayna köpüklü deniz
Bu ifrit dolambaçta nefsin doyumsuz ece
Yakût kanatlı gece, mahşer yeri bir beniz
Tutkun, önümde sırat, vehimli bir düzmece
Nabzın, çavlan misali, ayna köpüklü deniz
Bu ifrit dolambaçta, nefsin, doyumsuz ece
Aklın keklik sekişli, son demisin Züleyhâ
Evrenin ay tiradı, âlemisin Züleyhâ
Heyelanla gelirsin arzular gurbetinden
Duvağı açılmamış servi hâlin gül kâmet
Kefenler biçiyorsun hercaî şerbetinden
Ağulu arzuların, çöl rüzgârı dal kement
Heyelanla gelirsin arzular gurbetinden
Duvağı açılmamış servi hâlin gül kâmet
Süzülürsün sularda buğu buğu Züleyhâ
Göllerin cemresisin billur kuğu Züleyhâ
Derin, esrarlı soluk, beni sürükleyen düş
Göklerdeki göklerde, ayak izin eriyor
Harlı parmaklarını ihtirasın bürümüş
Ateş dilli ejderha gövdeni kemiriyor
Derin, esrarlı soluk, beni sürükleyen düş
Göklerdeki göklerde, ayak izin eriyor
Kızıl goncalar gibi fecir kokan Züleyhâ
Firavun kuytulardan gönül yakan Züleyhâ
Gül solar, dal kırılır, saltanatlar da çöker
Kızıldeniz’lerinde kayayı kum eylersin
Tan yeri ağarmadan, dürülür, dağlar geçer
Ömrünün göklerine, neden bulut örtersin
Gül solar, dal kırılır, saltanatlar da çöker
Kızıldeniz’lerinde kayayı kum eylersin
Serap sensin, vaha sen, heyûlasın Züleyhâ
Mısır’dan, Filistin’e vaveylâsın Züleyhâ
Erguvan gamzelerin çölün kaybolmuş yeri
Yedi susuz teşrinler, hançer oldu yarama
Saçlarını savurur, ölümün adresleri
Adının kıyısından nevruz olup ağlama
Erguvan gamzelerin çölün kaybolmuş yeri
Yedi susuz teşrinler, hançer oldu yarama
Bir eylül boşluğusun, perişânsın Züleyhâ
Yırtılmış gömleğimde bir nişansın Züleyhâ
Yaşar Bayar
ahh o hayaller yok mu tamam dersin oldu dersin kavuştum dersin....
YanıtlaSilama bambaşka şeyler çıkıverir, hiç tahmin bile edemediğin şeyler...
düşünürsün , anlam vermeye çalışırsın, ama olmaz tan kavuştum derken
tekrar bir hüsraaaaan ....
en iyisi çok fazla hayal kurmamak, akıllanmak, o hataya düşmemek,
kalbe, yüreğe teslim olmamak.............
biliyorum kalbimiz, yüreğimiz hep hayallerinin peşinden git der, çılgııca yaşa der
herşeyi göze al der, ne olursa olsun asla vazgeçme der.............
ama mantık öyle demez boşver derrr, sonunda üzüleceksinn boşuna hiç uğraşma hayatına olduğun yerden devam et deeer.........
ikisinin ortasında kalmak, arafta kaldım derler yaa hani,işteee oooo...........
kararsız kalmak ne kötü birşey..........
bak hepimizin yaşadıklarını annatıyosun ve çok etkileyici şekilde.
YanıtlaSil