Biten Tatil Ve Peş,imi Bırakmayan Aksilikler..!

Efendim aslında zat-ı alimin temiz ve iyi huylu niyeti size güzelmi güzel, iç açan, yes yeşil,  uzun + bol resimli bir "Karadeniz Gezisi" postu hazırlamaktı ama maalesef peş peşe gelen aksilikler üzerine asabiyetimin çığırından çıkması ve zapt edilememesi üzerine şimdilik sizlere bir sıkıntı yani "çok dertliyim a dostlar" temalı iç dökme postu hazırlıyorum...

Gel gelelim bu buhranlı ve fir-u rengiz (aslı afunet yani sinirli) halimin sebebine..

İlk sebep geçen hafta tatile çıktığım o çileli gecede bahsettiğim üzere otobüs belası!
Efendim şehirler arası otobüs ile seyahat etmek tam bir çile doldurma şeysiymiş de haberim yokmuş meğer!
Yine kendim ettim kendim buldum üşengeçliğimle öğrenmiş oldum! Duyurulur!!!!

Malum geçen haftaki ULUSOY TURİZMİN REZALETLERİ gazasının üstünden çok geçmedi ki başka bir firmadan (akraba tavsiyesi- ve tanıdığın otobüs firması belasına bulaşarak) alınmış dönüş illeti pardon bileti ile tatilimin tüm güzelliğinin üstü kısa bir süre ben sinirimi absorte edene kadar örtülmüş bulunmaktadır..

Yolda çektiklerimi anlatmayacağım ama şu kadarını söyleyeyim meğer bizim otobüs - uzun yol seyahati diye adlandırmış olduğumuz yolculuğun tam ismi şehirler arası (indir-bindir çilekeşli) dolmuş imiş...

Sabah beş de ayak basmam gereken Şehr-i İstanbul'a saat sekiz de anca inebildim!

Zira aptal otobüsün indir bindir beklemeleri yetmiyormuş gibi tam iki saat kırk beş dakikamızı gasp eden ve neredeyse abartısız bir buçuk saatte bir verilen gereksiz molaları + iki de bir yok benzindi yok birisinin sigarasıydı yok birisinin tuvaletiydi yok yolcu indirelim yok yolcu bindirelimle geçen abartısız üç saatimi çıldırır bir vaziyette geçirdim!

Otobüste bulunan ve bir nevi okul gezisine çıkan, yaşları sekiz ila on üç arası değişen yaklaşık otuz okullu çocuğun (pardon canavarın) gece boyu dırdırlarından, sürekli flashlı fotoğraf çekmelerinden nevrim fena halde döndü ama ben bunlara değinmeyeceğim..

Hele eşimin dün gece telefonunu çaldırıp hattını iptal ettirmiş ve bana haber vermemiş ve de bu sabah beni almaya gelecekken uyuya kalmış olmasını hiç anlatmayacağım!

Eşim beni almaya gelmeyince bindiğim taksinin taksimetreyi açmamış olmasından, evin önüne geldiğimde her zaman en fazla sekiz tl ödediğim yoldan on beş tl istemesinden, ben nasıl yani deyince; pişmiş pişmiş on tl yol parası + beş tl bagaj parası demesinden, ben ısrarla fiş istediğimde bana önce fişim yok deyip ben parayı vermeyince de doldurulmamış bir fişi bana kakalayıp kaçmasından hiç bahsetmeyeceğim bile..

Of ya!!!

Neyse işte öyle böyle her ne kadar yolculuk kısımları çok can sıkıcı olsa da diğer kısımları muhteşem geçmiş ve tadına doyulmamış bir tatilin daha sonuna geldim.

Tutmayın beni ağlamak istiyorum!!!!!!


Son Not: Efendim bu hafta ne yazılarınıza yorum yapabildim (bir çoğunu okudum ama) ne de bana yaptığınız güzel yorumlara cevap verebildim. Beni mazur görün, hepinizi seviyorum..)