28 Mayıs 2012 Pazartesi

Biçare Yalnızlık..


Martı sesleri eşliğinde kıyıya vuran dalgalara öylesine dalmıştı ki.. Arkasında ki sahil yolundan gelip geçen arabaların birbirlerine tahammülsüzce çaldığı korna sesleri bile artık umurunda değildi.
Bu gün günlerden neydi farkında bile değildi, ya da kaç gündür böylesine kendinden geçmiş ortalarda dolanıyordu bilmiyordu..
Bildiği tek şey içinde bastıramadığı bir boşluk vardı ve zaman onun için artık sadece hiçlik olarak akıyordu..
-"Yetmiyor bana artık." demişti giderken..
Yetmeyen neydi ki?
Sevgisi mi?
Bu imkansızdı! Değil ona yetmeyecek, dünyaya yetecek kadar sevmişti o sevgiliyi..
Hayalleri miydi yetiremediği?
Hayır! hayır bu da olamazdı.
Öylesine sonsuzdu ki hayalleri yaptığı resimlere herkes hayrandı. İnsanlar hayal alemine dalıp çizdiği resimlere inanamıyordu.
Şimdilik çok ünlü bir ressam değildi, kim bilir belki bir gün olabilirdi. Şimdi kendini zorla geçindirmesine yetiyordu resimlerinin değeri.
Sırtına esen rüzgâr ona hiç bir şey yapmasa bile gözlerinde bir buğu oluşturacak kadar yakmıştı canını, sırtını sarmayan bir çift kolun eksikliği ile hisettirivermişti rüzgar ona kimsesizliğini..
Bakışlarını sevdiğinin gözlerinde ki derinlikle eşit tuttuğu denizden yerde hafif hafif yağan yağmurla yarı katı yarı sıvı çamurumsu toprağa çevirdi..
Gözlerinden damlayan bir kaç damla yaş toprağı daha da çamurlaştırmak istercesine karıştı yağmur suyuna..
-"Yetmeyen ney?" bunu cevabını bildiği halde sormuştu.. Çünkü bunun bir yetersizlik olduğuna inanmıyordu, ama yine de bile bile sordu.
-"Bıktım bu sefillikten anlıyor musun? Artık yarın nasıl geçecek diye düşünmek istemiyorum, bu ay kirayı nasıl ödeyeceğim derdi çekmek istemiyorum. Anlıyor musun beni? vitrinlerde gördüğüm elbiseleri almak, gönlümce gezmek istiyorum!" demişti yüzünde ki aşağılama bakışları eşliğinde Salih'i nasıl inciteceğini hiç düşünmeden zehir gibi akıtmıştı dilinden bu sözler, zaten epi topu bir kaç parça olan kıyafetlerini bir hışımla bavuluna doldururken.
-"İyi ama.." diyebilmişti Salih.
Sert bakışlarına ve aşağılayan tavırları ile birlikte hiç ara vermeden "O" Salih'in diline düğümlenen kelimelerini ağzına tıkı vermişti.
-"Yeter Salih! Diyeceklerini duymak istemiyorum!" dedi ve son parça olan ve dışarıda kalan şalını valizine sığdırmaya çalışmaktan vazgeçti.
Şalın bavula sığmaması iyice canını sıkmış olacak ki önce;
-"Canın cehenneme!" diyerek şalı fırlatıp odanın ortasına doğru attı ve sonra devam etti! Ses tonu hala aynıydı, zehir gibi kışkırtıcı, ateş gibi yakıcı;
-"Para her şey değil laflarını, bize sevgimiz yeter zırvalarını artık dinlemek istemiyorum. Kuru sevgi karın doyurmuyor anladın mı!"dedi ve bavulun fermuarını iç gıcıklayan bir sesle birden çekti, koca kırmızı bavulu Salih'in yardım etmek istemesine, dudak kıvırarak kabul etmediğini ifade eden sert bir hareketle yüklendi ve kapıya yürüdü..
Topuklu ayakkabısının taş zemine vuran o tıkırtısı hala uğulduyordu kulaklarında Salih'in. Kapıya vardığında döndü eve şöyle son defa sonunda buradan gidiyorum bakışı attıktan sonra Salih'e dönüp,
-"Sana ve aptal resimlerine elveda! Beni sakın arama, sorma bir daha! Ben yakında evleniyorum." dedi ve kapıyı çarpıp hızlıca gitti.
Salih onu en son kenarına çöküp kaldığı camın kırık köşesinden lüks bir arabaya binerken gördü.
O günden sonra kimseyle konuşmadı Salih, resim yapmayı da bıraktı bir müddet..
Şimdi hırçın dalgaları ile sahili söven denize bakarken ağzından o gün söyleyemediği cümle dökülüverdi.
-"Para her şey değildi sevdiğim, ama isteseydin.."
Sustu Salih, gözlerinden damlayan yaşları elinde tuttuğu solgun lacivert, parlak pulları eskimiş şala sildi..
Ayağa kalktı, üstünde ki son moda en pahalı markaya ait fit kesim ceketi düzeltip, içinde kopan fırtınaları bastırmadan bakışlarına yerleştirdiği hüzünle kendini bekleyen arabaya doğru yürüdü..
Eğer Gülçin o gün Salih'e izin verseydi resimlerinin bir iş adamı tarafından çok beğenildiğini ve bu gün yapılacak bir sergiyle satışa sunulacağını ve bunun için öncesinde iyi bir avans verdiklerini anlatacaktı.
Hatta ikisi için yeni bir ev tuttuğunu ve O'na süpriz yapmak için beklediğini söyleyecekti..
Söyleyemedi..



(DEVAM EDEBİLİR)

Ya da etmeli mi siz karar verin..   :)

Nursalkımın..

9 yorum:

  1. Yüreğine sağlık. Devam etmeli bence . Saygılar.

    YanıtlaSil
  2. Bencede devam etmeli Hüzünlü arkadaşım. Birinciliğini kutlarım. Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  3. Bu hikaye en can alıcı yerinden vuruyor zaten canım kardeşim....
    Verdiği mesaj tam yerinde...Şahsi olarak soracak olursan devam et derim....
    Ama içeriği ve verdiği mesajın duruşuna bakarsam etme derim....
    "Mıh yerini bulmuş"....
    Sevgilerimle canım kardeşim....

    YanıtlaSil
  4. merhaba canım ben geldim....
    hoşgeldim....

    özlemişim seni ve hikayelerini :))
    çok güzel bir hikaye yazmışsın, inan bana okurken tüylerim diken diken
    oldu, gözlerim doldu...
    şaşırdım kaldım...
    malesef gerçekte de böyle şeyler yaşanılıyor :(((
    bu hikaye kesinlikle devam etmeli....
    devamında çok ilginç şeyler olmalı ve o salih i terkeden kadın bir gün
    yaptığından utanmalı ve aciz duruma düşmeli.............
    canım arkadaşım sen yazmaya devam et ben kesinlikle okuyacağım...
    ve merakla devamını bekliyor olacağım...
    yüreğine kalemine sağlık canım...
    kocaman sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. kesinlikle devam ettir,yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  6. Love your blog, check mine and we can follow each other if you like :)

    FashionSpot.ro

    YanıtlaSil
  7. tühhhhh. hayat işte bazen kaçıyo böle fırsatlar.

    YanıtlaSil
  8. Paylaşımlarınız ilgi çekici artık bloğunuzu sıklıkla takip ediyoruz. Galvaniz çöp konteyneri olarak paylaşımlarınızın devamını dileriz.

    YanıtlaSil