19 Aralık 2014 Cuma

... Sus/Pus ...



Gözler dolar ya bazen,
Sözler de dolar o zaman!
Kalem kelama bürünür akar ellerinden!
Kelimeler bu sefer kifayet eder acılara...
                                                                       Amansızlıklara...
                                                                                                        Kaybolmuşluklara...

Hasretlerle büyüttüğün bir aşk,
Hiçsizliklere kurban edilir bir çırpıda..
Aslında öylesine güneşli hayaller yapıştırmışsındır ki hatıra defterlerine,
Ezip geçenin umurunda bile olmaz!
Bir bir kara kapaklar kapatılır rüyalarının üstüne üstüne..
Zaman saliseler hükmündeyken senin için,
Ellerine verilen mutluluğun vadesi dolmuştur, tüm umutların geri alınır faiziyle..

Zaman sanki düşman kesilmiştir..
Ne akar, ne geçer, ne yerinde durur..
Ne anlama geldiğini bilmediğin "bir müddet" isimli zaman dilimi geçer gider hayatından,
Diğer çalınanlarınla birlikte!

Kulakların uğuldar, kalbin burkulur..
Kendi kendine cevapsız sorular sorarsın,
Bilmezsin ki şimdi bunun hesabını kimden sorasın!
Sonra çaresizliklerin devralır içinde ki cılız sesin hakimiyetini;
Sesler beyninde duyulur,
Sorarsın!
Ah be hayat, ah be..
"Söylesene bir insan kısacık ömründe neden böyle yorulur.."
Sorarsın!
"Söylesene tüm yaşanmışlıklar bir anda nasıl yok olur..
Sorarsın da
Bir cevap bulamazsın!

Dünya dediğimiz bilinmezlik girdabı döner durur,
Günler günlerden, aylar senelerden çalınır!
Bir gün gelir anılar yine gelir gözlerini bulur...

Öyle imkansızdır ki her şey artık!
Başka haksız aşklar görürsün için kıyılır..
Neyin var neyin yok hepsi bir bir etrafa dökülür..
Kurduğun ufacık dünyan vardır, o da apansız başına yıkılır..


Biter her şey, tıkanır nefes soluk borunda!
Kulaklarını kapasan da, dudaklarını mühürlesen de,
Gözlerinde dile gelir yanmışlık ve tüm acı yaşanmışlık!
Kalmaz bünyende bir dirhem güç,
Yıkar geçer seni aşk ufacık bir El-Veda da...


El-Veda..
Gel/me artık bana..



Nursalkımın..

8 Aralık 2014 Pazartesi

Hüzün Kraliçesi (TKR)

Sevgili Blogger arkadaşım Dee'in(TIK) benim için bulduğu "Hüzün Kraliçe"si ismine yazmamı istediği şiir.. 

/ Kendime ithafen..


Hasret gibi sokul ruhuma, ah ölüm gel de gir koynuma,
Seviş acılarımla, arsız bir gecenin sokaklarında bağıra çağıra!
Nefes nefese, çığlık çığlığa!
Kaçmalara düğümlenmiş kimliğinle söndür baharımı,
Şevkinle bi-çare eyle hadsiz uykularımı!
Çek tetiği! Vur aşkı gözlerimden,
Korkma! Vur gitsin can evimden!

Ömrüm gecenin ezberinde kaybolsun,
Ilık nefesin tenimde hapsolsun,
Bak ruhuma, gözlerinin efsunuyla hasretim  solsun..
Parmakların dalga dalga gezinirken çıtıllarında,
Bir rüzgara haşince bırak, ıslak saçlarım savrulsun!

Bırak aşk aksın kaleminden,
Bırak düş dökülsün gözlerinden,
Bırak söz düğüm olsun dilinde,
Bırak kelama dönsün hüzünleri,
Bırak yaşlar yıldızlar gibi kayıp gitsin dünlerinden!
Bırak 'muhabbet payını' alsın ölümden!

Bırak..
Hüzün kraliçesi tacını takmaktan yoruldu!

Bırak artık..
'O' hüzne dair kotasını çoktan doldurdu..

Bırak ki,
Sevmelerin bağrından tutunabilsin düşleri,

Bırak ki,
Huzuru aydınlatabilsin ışıldayan gülüşleri..

Bırak ki,
Gönlünün denizinde boğulsun, gitsin hüzünleri..

Bırak ki,
Mutluluğa kavuşmanın da hikayesini dökülsün kaleminden;
Bırak,
Yüreğinde kanadı kırık bir kuş olsun,
Uçup acılarından dallarına konsun 'Hüznün Kraliçesi'..




Nursalkımın..

2 Aralık 2014 Salı

Söylesene..



Söylesene nasıldır senin kokun..?

Kelimelerinin küçük kalbi kırık,
Sevda sözcüklerinin boynu bükük,
Yüreği bıçak kesiği gibi sızlatılmış,
Mısraları yarım bırakılmış şiirler gibi mi ..

Yoksa en çetin hikayelerin parçalandığı,
Noktaların virgüllerle darıldığı,
Umutları paragraf başı bırakılmış,
Sayfalarının ucu katlanmış kitaplar gibi mi?

Söylesene nasıldır senin kokun?
Gözyaşları gibi tuzlu mudur tadın?
Ateşin sıcağı gibi keskin midir sevişlerin?
Söyleseydin kim bilir nasıl yakışacaktı dudaklarına adım...?

Söylesene,
Yoksa sen, okuduğum şiirlerden daha mı güzel kokarsın...
Söylesene sen de ben gibi yarım kalmalardan mı korkarsın...
Söylesene..
Bir gün dudaklarını bulur mu tadım..






Nursalkımın..

1 Aralık 2014 Pazartesi

Düşünemedim, öyleyse yokum..



Düşünemiyorum da...
Kaybetmiş ve çaresiz hisseden bir insanın sığınabileceği şey nedir..
Ben çoğu zaman diplere vurmuşken, soluksuz hayallere teslim ederim kendimi..
Aslında kurduğum her hayalin sadece "HAYAL" olarak kalacağını bildiğimden daha da yanar canım..
Ama yine de ateşe dönen kelebekler misali yana yana devam ederim efsunlu hülyalara..
(Neden peki?)

Ve sonra yazmaya soyunurum genellikle..
Çırıl çıplak kalır kelimelerim ve iliklerine kadar üşür yaşanmışlıklarım ben gibi mısralarda..
Noktaları cümle bitişleriyle kaynaştırmayı da severim üstelik...
Sanki ne kadar sert nokta koyarsam cümlemin sonuna, o kadar çok tercüman olurmuş gibi hissiyatıma..
Ne anlamlar, ne anlamsızlıklar yüklenir her bir "nokta" benim diyarımda bir bilseniz..

"Ve sen!
Ah bir bilsen her noktamın sana neler anlattığını, ne biçimsiz küfürlerle sövdüğünü, ne aşk nağmeleriyle boyandığını..
Nasıl hasretle yandığını, sana nasıl susadığını..
Ah.. Bir bilsen..."

Hani çoğu zaman her acıklı şiirde, şarkıda, filmde kendimizden kesitler buluruz ya,
Her ünlem duygularımızın en uç noktasını hırçın bir şekilde kamçılar ya..
Bu durum acının ve mutluluğun tınısının hepimizde aynı olduğundandır esasında..
Farklı hayatlar, bir birinden ayrı yaşanmışlıklar biriktiririz avuçlarımızda ama yine de aynı duygularla sever, aynı gözyaşlarıyla ağlarız..
İşte bundan sanırım her insanda biraz kendimi, biraz dünyayı buluşum.. Buluşumuz..
Ve her tatlı söze koşulsuz aldanışım.. Çoğunlukla aldanışımız...
Ve biraz da aptallığımdan... (bu sadece kendime has)

Neyse ne demiştim başında..
Heh, hatırladım..
Hayaller demiştim, çaresizlikten kurulan hayaller..

İşte şimdi öyle bir hayalim var ki..
En çaresiz, en imkansız, en kifayetsiz...
En soluksuz, en uçsuz, en bucaksız..

"Ve sen bilsen ki bu hayalin baş rolü sensin.. "

Neyse işin özü bir cümle sanırım..

"Hepimiz aynı farklılığın bir birine ait birimleriyiz.."

Son cümle;

Ve bu yüzdendir belki yukarıda ki resmi benim olmadığı halde sahiplenişim, benim deyişim!
Zira onun gözlerinin karasında kendimden karanlıklar, seninkinden hayaller bulduğum için...

Evet işte bu yüzden o resim benim :)



Nursalkımın..