2 Ağustos 2016 Salı

Yazsam mı? Yazmasam mı?



Düşüne düşüne içim şişti, yazmak ise benim kaçış kapılarımdan biridir. Neyden kaçış diye soracak olursanız en çok kendimden ve sürekli düşünmekten.
Düşünmekten yorulur mu insan? Bu sorunun cevabı diğerlerinde nedir bilmiyorum ama ben ciddi anlamda yoruluyorum. Bazen aklımın sıfırlanmasını istiyorum belki tehlikeli bir istek ama kötü olan her şeyi unutmak istiyorum..
Mesela kötü insanları, o insanlara ait kelimeleri, fiilleri..
Kötü olayları, tecavüz haberlerini, kaza haberlerini, çatışma haberlerini, savaş haberlerini..

-En çokta zulme maruz kalan masum çocukları...

İçimde histeriyle çelişen vicdanım ise unutmak çözüm mü diye sorguluyor, beynimi yiyor adeta..
Elbet çözüm değil ama tüm bu olan bitenler karşısında ki acizlik öyle ağır ki, hiç bir şey yapamayan olmak unutmayı yeğletiyor bana..
Başta da dediğim gibi kendimden kaçmak için bir şeyler yapmam lazım zira böyle giderse insanlığın geldiği bu nokta (savaş, kin, öfke, kibir, darbe, endişe, çocuklar ne çok var bu noktanın virgülleri değil mi?) beni delirtecek.. Gerçek delilikten bahsediyorum çünkü artık sindirip kafamdan atamaz hale geldim. En çokta ötekileştirenler konusunda sürekli düşünüyorum sağ, sol, din, cemaat vs. Herkes taraf tutmakta özgürdür eyvallah da öyle bir nokta var ki taraf olduğunda dünyayı kendinden ibaret saymak kendinden olmayana böcek gözüyle bakmak işte bu durum midemi bulandırıyor.. Bir de taraf olup vatanına saldırmak o apayrı bir konu ki ele bile alamayacak kadar ürkütüyor, kızdırıyor, hasta ediyor yor yor yor bitmiyor işte onun hissiyatı!

Böyle insanlar gördüğümde içimde kusma isteği beliriyor bu yalan değil gerçekten istemsiz şekilde öğürecek duruma geliyorum.. Sonra bu tarz insanlara verilecek cevaplar sürekli dolanıyor beynimde ama son zamanlarda edinmeye çalıştığım "SUS" öğretisi dilimi bağlıyor.. Keşke beynimde ki sesin dilini de bağlasa ama işte dilim sustukça beynim konuşuyor, hakaretler savuruyor, ahkamlar kesiyor, neden susuyorsun diye haykırıyor...

Sonra yine kendi cevabını beynim veriyor; Konuşsam ne değişecek?
İşte konu başlığı da bundan mütevellit; Söylesene YAZSAM ne değişecek?

Daha ötesi de var da yorgunum be, yemin ederim çok yorgunum...

// Tek çocuklar gülsün o bana yeter...

..... .... ......... !

Nursalkımın..

1 yorum:

  1. Yıllar evvel unutmanın çaresi var mı diye araştırma yapmış, İngilizlerin bu konuda bir ilaç bulduklarını öğrenmiştim. İlaç sadece kötü olayları unutturuyordu. Fakat onaylanmadığı için piyasaya sürülmemişti. Onaylanmamasının sebebi, kişinin kötü deneyimlerini unutarak yine benzer olaylarla karşılaştığında -geçmiş deneyimlerini unuttuğundan- savunmasız kalacağıydı.Düşününce mantıklı geldi. İçip unutacak sonra benzer bir olay yaşayıp yine üzülecektik. Şimdi yazıyı okurken unutmanın bir çare olmadığını bir kez daha anladım. Çünkü hatırlarsak düzelebiliriz.. ve yazarsan eğer, düzen değişmese de belki sen değişirsin. Yazarsan çok şey değişir, sen değişirsin ki, sen herşeysin, sen olmazsan düşüncelerinin de kıymeti yok.. Sevgiler,

    YanıtlaSil