26 Aralık 2013 Perşembe

Ayaz'da mı Kaldın AYAZ Bebeğim...

Ayazda mı kaldın AYAZ bebeğim,
Bilseydim, canımın son damlasıyla ısıtırdım ellerini..
Bilseydim, yüreğime basardım üşüyen minicik bedenini..
Bilseydim, ipeklere sarıp sarmalardım yüreğini..
Bilseydim, azrailden bile saklardım seni..

Özür dilerim, bilemedim..
Özür dilerim bebeğim..
Özür dilerim..

Bildiğim tek şey var;
Demek ki çok güzelmişsin ki mevlam seni dünya da o soğukta bırakmaya kıyamamış..

"HABER İÇİN TIKLAYINIZ"

"EY ÖKSÜZÜN, YETİMİN, FAKİRİN HAKKINI GÖZ KIRPMADAN YİYENLER, MAHŞERDE YAKANIZDAN ASILACAK BİR ELDE BENİM!"

---------------------------------------------------------

Son günlerde yoğunluğum sebebiyle bloguma giremiyorum, beni merak edip güzel dualarını esirgemeyen arkadaşlarım hepinize çok teşekkür ederim, beni düşünmeniz, nasıl olduğumu sormanız, merak etmeniz şu an da donmakta olan yüreğimi ısıttı..

Hepinizden ALLAH razı olsun..

Bu gün şartlarımı zorlayarak yazma fırsatı buldum dahası neredeyse bir aydır ilk defa Türkiye'nin gündemini ve haberleri okuma/izleme imkanı buldum..

Son günlerin haberleri sanırım internet erişimi olan ve benim blogumu okuyabilme fırsatı olan herkesçe malumdur..

O haberlere değinmek, birilerinin show kanallarına çıkıp timsah gözyaşlarından tiksindiğimi anlatmak için uzun uzun yazmayacağım..

Zaten daha sonrası için yazmak istediğim uzun bir sitem postu var hayalimde, yukarıda ki olaylarda payı bulunan şahıslar için o sitem postum da gerekli "HAKARETLER" mevcut olacaktır..

Bu gün içimi donduran, yüreğimi katmerleyen, bahsine değinmek istediğim, ama parmaklarımın yazmaya dahi varmadığı, bu gün lüks içinde yaşayıp bir de haberlere konu olanların, orada burada sahte gözyaşı dökenlerin doğrudan hakkını yediği mağdurlar..

O haberlere konu olan trilyonların, asıl sahibi olan 'MAZLUMLAR'..

Hele de onlardan bir tanesi;

Camı kırık, metruk yuvasında(!), Konya gibi 'Müslümanlığı' ile övülen ve dahası soğuğu ile bilinen bir memlekette;

 Ayazda bırakılan, minicik AYAZ bebek..

Çok sevgili devletimiz, kutu paraların ortaya dökülmesine, görünen köylerin kılavuz istememesine rağmen masum(!) bakanlarına ve haklarına sahip çıkarken, devletin ve o masum(!) bakanların yönetimine sahip olduğu bir ülkede vatandaşının her ihtiyacını gördükleri iddia edilirken, sanırım henüz kırk günlük olan 'Ayaz bebek' in elleri, ağzı, burnu çok küçük olduğu için çaresizliğini göremediniz değil mi?

Zira o sabi, bu yüzden soğuktan donarak öldü..?

Ama ben eminim ki, O'nun yüreği büyüktü...

Eminim, Ayaz bebek soğuktan üşüyüp, minicik ciğerleri dolarken, Konya'da yatıyor olmaktan içi acımış olan Mevlana gibi bir gönül dostunun kabrinin bulunduğu, alçak gönüllülüğü ile tav olması gereken bir şehirde..

Konya..

Şimdi sorarım ben, evet şimdi sorgularım "Ey komşusu aç yatarken, kendi evlerinde tok yatan Müslümanlar; sizin efendimizin hadisinden haberiniz yok mu?" diye..

Şimdi sorgularım, Ey BAŞBAKAN madem sizin bakanlarınız masum ve hakikatliydi; sizin yönetiminizde olan bir ülkede AYAZ BEBEK neden ve nasıl soğuktan öldü?

Bakanlarınıza böyle sahip çıkarken, ultra lüks 'GÖZYAŞLARI' ekranlarda halkın duygularına peşkeş çekilirken, eşi bu ülke için vatani görev yapan o anne'ye NEDEN sahip çıkmadınız????

Daha neler sorarım da yazmakla bitmez;

Ama sayın BAŞBAKAN son bir sorum var;

 AYAZ bebeğin SOĞUKTAN ve BAKIMSIZLIKTAN olan ölümünün; tam da yolsuzlukların huzurunuza çomak sokup, canınızı sıktığı bir anda, tam da çalıp çırpanların belki de gerçekten yakalandığı ve hesap sorulmaya çalışıldığı bir günde, tam da sizin o insanların "PİSLİKLERİNİ" bildiğiniz halde üstünü örtmeye çalıştığınız  bir ortamda vuku bulması, ortaya çıkması sizce sadece tesadüf mü?

Peki başbakanı olduğunuz bu ülkede ölen AYAZ bebeğin, minicik yüreğinin çektiği acılardan, minicik gözlerinin ölüme kapandığı o evden mahşer gününde ilk hesaba çekilecek olanlardan biri olduğunuzun farkında mısınız?

İnşaALLAH, inşaALLAH bu küçük ölüm gönülleriniz de nefis sorgulamasına ve ALLAH korkusuna sebep olur da en azından şu saatten sonra devletin her kademesinde bulunan o açgözlüler artık hak yemeyi bırakır ve düzgün bir yönetime adım atarsınız..

İnşaALLAH, inşaALLAH şu saatten sonra devlette ki hırsızlar sebebiyle ben gibi başı kapalıların yancı yaftası yemesinin önüne geçersiniz..

İnşaALLAH, inşaALLAH safi niyetle, sırf bu ülkenin SOL ZALİMİN'in gazabından kurtulabilme, ülkesinde insanca yaşayabilme umudu ile oy verenlerin, en azından sizin adaletsizliklerinizi anlatmaya çalıştığımda zamanında yaşadıkları acıyı yeniden yaşama korkusundan, şimdi her türlü haksızlığınızı yutmaya çalışıp sizi savunan benim tanıdığım o iyi insanlar için, umarım artık sizin de zulmünüz son bulur..

Özür dilerim, Maviş anne...









Nursalkımın..

6 yorum:

  1. Ayaz bebeğin haberini okuyunca boğazıma bişey düğümlenmdi ve o düğüm hala orada duruyor.
    Hep övündüğüm Konyamdan konyalı oluşumdan bu defa utandım
    Dediklerinde çok haklısın

    YanıtlaSil
  2. bu ülkede sadece başbakan yaşamıyor konya halkı nerede ayazı hiç mi görmediler hiç mi vicdanları sızlamadı civarda yaşayanların bizler ne yaptık ayaz için ?
    İnsan olarak suçluyuz suçlu iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmalıyız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu ülkede milyonlarca insan yaşıyor ama bu ülkede halkından ve o halkın her türlü idaresinden ihtiyaçlarından sorumlu tek bir başbabakan yaşıyor ve o da bu gün lüks içinde yaşıyor..
      Yani siz bir ülkeyi yönetmeyi göze almış ve başbakan sıfatını omuzlarınızda taşıyorsanız; işte o zaman siz ülkenizde maddi çaresizlikten ölen bir bebeğin hesabının sorulacağı ilk ve en önemli kişisiniz demektir.
      Başbakanım ben yaparım, ne dersem o olur, büyüklüğünü, gururunu yaşıyorsanız ve bu ünvanın sorumluluklarını göze almışsanız, ülkenizde ki çaresizliklerden hesaba çekilmeyi de göze almışsınız demektir.
      Hele bir de müslümanlığınızı ön plana çıkararak bu makama gelmişseniz o zaman bunun hesabı daha çetindir..
      Zira hz. Ömer'in ülke idaresi ve aç yetimler hakkında olan kıssasını okumuşsunuzdur..
      En azından okumanız lazım..

      Ben çuvaldızı batırırım kendime, batırmadığımı nerden çıkardınız?
      Kaldı ki eğer durumunu bildiğim kapı komşum açlıktan ölseydi, ilk hesap soracağım nefis ben olurdum..
      Eğer elimde varken paylaşmayı göz ardı ettiğim bir insan olduysa yine batırırım..
      Rabbim beni aç gözlülükten, cimrilikten, yetim ve yoksulun hakkını yemekten, haksız kazançtan, makam ve mevki üzerinden kar sağlamaktan korusun..
      Nasip etmesin mevlam bana kul hakkı yemeyi..
      Elimde olanı hakkı ile paylaşmamı nasip etsin..

      Ama kimsenin zoruna gitmesin bu yazı, bu ülkede maddiyat yüzünden ölen 40 günlük bir bebek varsa o ülkenin idarecilerinde iş yok demektir! Bir de o idareciler günden güne zenginleşip, lüks ve sefa içinde yaşıyorsa..
      Çuvaldızı bu idarecileri savunanların da kendilerine batırmaları lazım..

      Sil
  3. Çok üzücü, hepimiz ibret almalı, fakire fukaraya el uzatmalıyız..Nurlar içinde, cennetin en güzel en korunaklı köşesinde uyu melek bebek, ayaz bebek..

    YanıtlaSil
  4. Sevgili nursalkımı duyarlılığından ötürü tebrik ediyorum. En azından gündeme taşıdın. Yorumunun son kelimesine kadar katılıyorum. Ayaz bebeğin hazin sonundan başta başbakan , bakanlar, milletvekilleri, sosyal yardımlaşmayı temin eden kurumlar,kimse sorumluluğu üzerinden atmaya kalkmasın. Kendileri milyar dolarları çalıp çırparken, bir yerlerde açlıktan soğukta yaşayan insanların da hakkını götürmüşlerdir. Ben bunlara asla hakkımı helal etmiyorum. İki elim yakalarında olacak.
    sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  5. bloguma bi baksana amaaa.

    :)

    YanıtlaSil