6 Ekim 2015 Salı

Hüzün Durakları



Ucuz bir hayat..
Hırslar, öfkeler, can yakmalar, kalp kırmalar bedava..
Düşünmeden söylenen her söz yüreğe batan ufak cam parçaları..
Neden bu kadar hafif geliyor akan gözyaşları...
Yalnızlık durdurur ruhu hüzün duraklarında,
Yaşarken acıyı beden hüznün doruklarında...
Üç beş hırsın peşinde harcanıp giden bağlılıklar..
Kararan gök yüzü, fırtına koparan dudaklar..
Yolunu kaybetmiş bir yolcu,
Uzanacak bir ışık yok...
Kıyıya vuran bir deniz yıldızı...
Kimse ama kimse kaldırıp atmaz seni suya................
Şimdi yalnızlıklar durağında, hüznün doruğunda, acının ellerinde, yaşamın kıyısında bir yerlerdeyim..
Bilmiyorum, bilseydin ne kadar acıttığını sözlerin beni üzülür müydün?
Görseydin ne kadar kanattığını susar mıydın?
Avutur muydun yüreğimi?
Siler miydin gözlerimi?
Sarar mıydın yaralarımı?
Peki tutar mıydın titreyen ellerimi?
Isıtır mıydın avuçlarında?

Şimdi sen !
Yüreğimi sonsuza dek susturuyorum,
Seni içimden terk ediyorum,
İçimde ki sevgini yavaş yavaş öldürüyorum.

Ve bir gün aklında sadece adım kalır!
Ruhumu uçuruyorum bedenimden,
İsyanlarımı gömüyorum toprağa..
Ve ben artık gidiyorum..
Gidiyorum,
Kayan bir yıldız misali...
Sonsuza dek sönüyorum..!



Korkuyorum...

Nursalkımın..

3 yorum:

  1. Sol yanında firar etmesin be..

    YanıtlaSil
  2. Tarifsizliğin buz kestiği bir zaman da yokluk korkutur insanı...

    YanıtlaSil
  3. deniz yıldızı karaya vurduğu bir kumsalda masumiyetini kaybetmiş gibi zaten.
    Denizin kendisini yutmasını beklemek anlamsız şimdilerde.Bazen dalgalara tek başına atılmak tek çare sanki başka ne gelir ki elden.

    YanıtlaSil